19 Kasım 2019 Salı

‘İstirham ederim. Siz varken bize mi düşer! Siz buyurun’




Günümüzde İstanbul’un sembollerinden biri olan Şehir Hatları vapurları ya da ilk adıyla Şirket-i Hayriye vapurları 160 yıllık bir tarihe sahip.

Şehir içi ulaşımın vazgeçilmezi olan vapurlar; ilk yıllarında yolcuların anılarıyla birlikte bazen mizah konusu da olmuş, iskelelere uğraması nedeniyle halk arasında “dilenci vapuru” olarak da anılmış geciktiği zamanlarda da şikayet edilmiş.

İlk yıllar vapurlar sürekli varması gereken saati aşarak varış iskelesine gecikiyormuş. Özellikle Şirket-i Hayriye’nin tanınmış kaptanlarından Ömer Kaptan’ın gerçekleştirdiği seferlerin gecikmelere uğraması, şirket yönetiminin dikkatini çekmiş, bilgisine başvurulmuş. Gecikme nedeni sorulduğunda; ‘’Efendim, Çengelköy’ ün sebzevatından, Beylerbeyi’nin teşrifatından, Kuzguncuk’un da haşaratından… Bunlar olmasa gecikmek demek, vaktinden önce bile Köprü’ ye varırım!” yanıtını vermiş.

Bu yanıtı daha da açıklaması istendiğinde;  “Çengelköy bilindiği gibi bağlık, bahçelik bir köy. Halk yetiştirdiği hıyarı, patlıcanı İstanbul’a hep vapurlarla indiriyor. Sepetlerin, küfelerin yüklenmesi epey vakit alıyor böyle olunca da vapurun hareket saati gecikiyor. Beylerbeyi de bilindiği gibi teşrifat meraklısı yaşlı beylerin, beyzadelerin semti. İskele girişinde iki kişi karşılaşsa, ‘Siz buyurun!’, ‘Rica ederim, önce siz buyurun!’, ‘İstirham ederim. Siz varken bize mi düşer! Siz buyurun’ diye yol vermelerinden yolcuların vapura girmeleri hayli zaman alıyor! Efendim, malum üzere, Kuzguncuk kalabalık Musevi ailelerinin oturduğu bir köy. Anası babası kızı, oğlanı konu komşusu sürüsüne bereket! Öyle bir hücum ediyorlar ki bir türlü arkası gelmek bilmiyor. Şimdi anlatabildim mi sebzevattan, teşrifattan ve haşarattan niçin geciktiğimi?”

Fotoğraf / Mehmet Saraç

Kaynak internet



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder